Archive

Kasım 2019

Browsing

Hipotiroidi boyun ön kısmında bulunan tiroid bezinin hormon üretiminin azalmasına verilen isimdir. Özellikle bayanlarda genç ve orta yaşlarda biraz daha sık görülmekle beraber erişkinlerde her yaşta görülebilmektedir. Yeme içme alışkanlıklarımız veya yaşam tarzımızdan bağımsız bir şekilde ortaya çıkabilen bu hastalık, geçirilen tiroit ameliyatlarının bir neticesi olarak da karşımıza gelebilir.

Kişide oluşan şikâyetler sadece halsizlik, yorgunluk gibi basit problemler ile başlamakla beraber çok uyuma, genel bir isteksizlik hali, geçmeyen kabızlık, devamlı üşüme, seste kalınlaşma, dilde büyüme ve saç dökülmesi gibi daha ağır durumlara kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Her halsizlik yorgunluk çeken kişi için hipotiroidi şüphesi duyulmaması gerekir fakat diğer şikâyetlerden buna eşlik eden bir veya birkaç tanesi varsa ve en azından birkaç aydır devam ediyorsa tiroit tetkiklerinin yapılması uygun olacaktır. Netice olarak bir kişide hipotiroidi saptandığında tedavi olarak verilen, yapımı eksik olan hormonun ilaç olarak alınabilir halde üretilmiş kopyasının kullanılmasıdır. Özellikle gebelikte bebeğin gelişimi için kritik önemi olan tiroit hormonu için her gebeliğin başında taramalar yapılmaktadır.

Hâlihazırda tiroit ilacı alan ve gebe kalmış kişilerde de gebelik ile beraber vücudun bu hormona ihtiyacı arttığı için doz arttırılması gerekmektedir. Netice olarak hem insan metabolizmasının doğru işlemesi için büyük önemi olan hem de gebelikte bebeğin gelişimi için çok mühim olan bu hormonun eksikliğini dikkate al

Dr. Ekmel Burak Özşenel

İç Hastalıkları Uzmanı

Gastrit, ülser ve reflü birbiri ile çoğu zaman ilişkili mide rahatsızlıklarıdır. Buradaki temel sıkıntı yenilen içilen gıdalar veya ilaçlar sebebi ile midenin tahriş olması veya bu durumlara cevaben mide asitinin artmasıdır. Bu rahatsızlıkların oluşmasında ilaçlar arasından başlıca sorumlu olanlar antibiyotikler ve ağrı kesiciler olduğu için bu ilaçların gereksiz kullanımından kaçınılması önemlidir.

Alerjik Egzama olarak ta adlandırılan atopik dermatit, hastanın cildinde kızarıklık, kuruluk ve kaşıntıya neden olan bir hastalıktır. Hastalık genellikle, çocuğun yaşına göre belli cilt bölgelerini tutar. Ağır olgularda, özellikle geceleri artan kaşıntı hastaların hayat kalitesini ciddi biçimde bozabilmektedir.

Taş denilince sadece Osman Sarı’nın Taş Gazelini hatırlamamamız lazım, taş deyince temel taşını alıp yeryüzünde şiirleştirdiğimiz taşlara buğdaylarımızı un ettiğimiz değirmen taşlarına ya da muradına eren dilberin istediği sabır taşına ya da Yunus Emre’nin “Başları ucunda hece taşları ne söylerler ne bir haber verirler” dediği taşlara kadar pek çok taşı yeryüzünde konuşabilmeliyiz. Çünkü biz taşlardan şiir oymuş bir milletin evlatlarıyız.
Kuş denince yine aklımıza çok şey gelmeli, toprak denince koca bir medeniyeti konuşabilmeliyiz, ateş denince bir başka medeniyeti konuşabilmeliyiz.