Covid-19

1918 İspanyol Gribi Pandemisi 

Günümüzde grip salgını sözünü sık sık duyuyoruz. Hatta halk arasında bu salgına sebep olan İnfluenza virüsü ‘’ortalık mikrobu’’ olarak bilinir. Fakat grip pandemisi sözünü duymaya pek alışkın olduğumuz söylenemez. Pandemi diyebilmek için dünya genelinde birçok ülke insanını etkilemesi gerekir. Bir influenza virüsünün pandemiye sebep olması için insanların o viruse bağışık olmaması ve virüsün virülansı yüksek bir genetiğe evrilmiş olması gerekir. İnfluenza virüs alt tiplerinden en sık İnfluenza tip A pandemilerden sorumlu tutulur. İnfluenza tip A virüsü,  hemaglütinin ve nöraminidaz olarak adlandırılan yüzey antijenlerini ‘’antijenik kayma’’  mekanizmasıyla değiştirerek farklı bir genetik yapıya dönüşür ve böylece pandemiye sebep olur.

Günümüzde de dünya üzerinde birçok ülke yeni tip bir Corona Virüs nedeniyle grip pandemisi ile karşı karşıyadır. Ülkemizde de tanısı kesinleştirilmiş ve karantinaya alınmış vakalar vardır. Hal böyle iken geçmiş zamanda yaşanmış,  en fazla sayıda insanı etkileyen ve en fazla sayıda insanın ölümüne sebebiyet veren İspanyol Gribi Pandemisi tekrar gündeme gelmiştir.

İspanyol Gribi, sanıldığının aksine adını ilk olarak İspanya’da görüldüğü için almamıştır. 1918 yılında birçok ülkenin taraf olduğu, doğrudan ya da dolaylı olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı gerçekleşmiştir. Bu ülkelerde, savaş şartlarında oldukları için değişen oranda basına sansür uygulanmıştır. İspanya ise savaşa katılmayarak tarafsız kalan ülkelerdendir. Bu nedenle grip salgını görülmeye başlandığı andan itibaren İspanyol basınına yansımış ve halk haberdar olmuştur. Böylece grip salgınının ilk İspanya’da görüldüğü ve buradan tüm dünyaya yayıldığı izlenimi oluşmuştur,  fakat sonradan böyle olmadığı anlaşılmıştır (1).

‘’İspanyol Gribi’’ birbirini takip eden üç dalga halinde yayıldı.  4 Mart 1918’de Kansas’ta Camp Funston’da  aşçı olarak çalışan bir şahsın öksürük, ateş ve baş ağrısı şikayetlerinin mevcut olduğu ve sonrasında üç hafta içinde 1100 askerin hastaneye kaldırıldığı ve binlerce kişinin daha etkilendiği bildirildi. Bu vakanın birinci dalganın başlangıcı olduğu düşünüldü (2). Birinci dalgada hastalık hafif seyirliydi ve kısa sürmüştü, mortalite mevsimsel grip salgınlarındakine benzer seyirliydi (3). Daha ölümcül seyreden ikinci dalga 1918’in Ağustos ayında başladı. Ülkelerinin savaşa katılması nedeniyle Boston, Freetown ve Fransa’daki Brest limanlarından hareket eden orduların askerleri mutasyonlu virüs için taşıyıcı oldu ve  virüs Avrupa’ya, Afrika’ya ve Amerika kıtasına bu askerler aracılığıyla yayıldı. Böylece ikinci dalga görülmeye başlandı ve dünyanın birçok yerine yayıldı. Pandemiye bağlı hastalık ve ölüm vakalarının çoğu ikinci dalga sırasında meydana geldi (4). Hastaların kliniği 40 dereceye kadar çıkabilen yüksek ateş, burun kanaması, solunum güçlüğü, ensefalit, nefrit benzeri kanlı idrar ve komaya kadar varabilen değişik şekillerde kendini gösterdi. Dünya üzerinde 1918’in Aralık ayında gribin yayılımının durduğu ve salgın tehlikesinin ortadan kalktığı düşünüldü. Birçok ülke karantina önlemlerine son verdi. Fakat 1919 yılının sonlarına doğru Avustralya’da tekrardan bir salgın patlak verdi ve böylece üçüncü dalga başlamış oldu. Üçüncü dalga, ikinci dalgaya göre daha hafif seyirliydi.

”İspanyol Gribi”nin dünya genelinde yaklaşık 500 milyon insanı etkilediği ve 50-100 milyon insanın ölümüne sebep olduğu tahmin edilir. Diğer influenza pandemilerinde vaka-ölüm oranı %0,1’in altında iken, ‘’İspanyol Gribi’’nde bu oran %2,5’un üzerindeydi (5,6). Bu kadar ölümcül bir grip salgınının etkeni araştırıldığında H1N1 virüsü olarak saptandı. Fakat etkenin saptanması sanıldığı gibi kolay olmadı. Viral enfeksiyonun zemin hazırladığı sekonder bakteriyel pnömoni ölümün başlıca nedeniydi. Bu nedenle grip nedenli ölen hastalarda otopsi yapıldığında, akciğerde bakteriyel enfeksiyonun izlerine rastlandı. Bu nedenle ve hastalık kliniğinin bakteriyel enfeksiyonla benzer olması,  daha virüslerin keşfedilmemiş olması gibi nedenlerle hastalık etkeni olarak bakteriler üzerinde duruldu.  Hatta ilaç ve aşılar bakteriler baz alınarak üretilmeye çalışıldı.

Moleküler biyoteknolojinin 1990’ların sonunda gelişmesiyle birlikte etken virüsün saptanabilmesi için fırsat doğmuş oldu. Böylece  Taubenberger’in ABD Silahlı Kuvvetler Patoloji Enstitüsü’ndeki bilimsel çalışma grubu, viral genom RNA fragmanlarını 1918 salgını sırasında ölen Amerikan ordusu askerlerinin formalin ile sabitlenmiş, parafine gömülü otopsi dokularından izole etmeyi başardı (7). Ayrıca Alaska’da permafrostta(donmuş toprak) gömülü olan bir Alaskan Inuit kadından viral RNA’lar izole edildi (8).  Böylece etken virüsün sekiz RNA segmentinin hepsinin kodlama dizileri belirlenebildi (9). Bu çalışmalar sonucunda etken, İnfluenza A virüsü alt tipi H1N1 olarak belirlendi.

”İspanyol Gribi”ni diğer pandemilerden ayıran başlıca özelliklerinden biri; etkilenenlerin çoğunluğunu yaşlılar ve çocuklar gibi bağışıklığı düşük olanların değil, tam tersi bağışıklığının güçlü olduğu düşünülen genç erişkinlerin oluşturmasıdır. 1918-1919 yılları arasında 15-34 yaş grubunda grip ve pnömoni nedenli ölüm oranları, önceki yıllara göre 20 kattan daha fazladır (10). Bu durumun nedeni araştırıldığında öne çıkan iki hipotez olmuştur. Birincisi, yaşça büyük olanların, 1918’den önce ortaya çıkan grip salgınlarında etkenle karşılaştıkları için bağışıklanmış olduklarından 1918 pandemisinden genç yaştakilere göre daha az etkilendiğidir (11).  İkincisi ise genç yaştaki insanların bağışıklığı güçlü olduğu için virülansı yüksek olan pandemi etkenine karşı fazla miktarda sitokin salgılaması ve fazla salgılanan pro-inflamatuar sitokinlerin klinik tablonun şiddetli olmasına sebep olmasıdır.

”İspanyol Gribi”nin nasıl başladığı sorusu akla geldiğinde yapılan çalışmalarla bu soruya cevap verilmeye çalışılmıştır. İnfluenza virüslerinin doğal rezervuarının yabani su kuşları olduğu bilinmektedir (13). Kuşlarda bulunan virüs suşlarından genetik materyal ‘’genetik reassortment’’ olarak adlandırılan işlemle insanlara bulaşan virüs suşlarına aktarılmaktadır. Bu olaya ‘’antijenik kayma’’ denir. Domuzlar hem kuş hem de insan virüs suşlarıyla enfekte olabildiği ve domuzlarda çeşitli genetiğe sahip virüs suşları saptandığı için domuzlar aracı olarak düşünülmüştür (14). 1997 yılında Hong Kong’da 18 kişiye kuş kaynaklı H5N1 influenza virüslerinin bulaşması da göstermiştir ki kuş gribi etkeni virüs suşları insana aracısız olarak doğrudan da bulaşabilir. Buradan da anlaşılacağı gibi pandemilerin sebebi genel olarak insanların hayvanlarla ve insanların insanlarla  temasının artmasıdır. Bu bilgiden yola çıkarak nüfusun kalabalık olduğu ve hayvanlarla temasın fazla olduğu topluluklarda pandemilerin daha sık ortaya çıktığı düşüncesi akla gelmektedir. Son 400 yılda görülen grip pandemilerinin çoğunun Asya’da (özellikle Çin’de) patlak vermesi de bu düşünceyi doğrular niteliktedir.  Halihazırda günümüzde de 2019 Aralık ayının sonunda  Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgınının gelişmiş ulaşım ağı ve artmış insan ilişkileri  nedeniyle ne kadar önlem alınmaya çalışılsa da birçok ülkeye yayıldığı ve yayılmaya devam ettiği görülmektedir. Bizim ülkemizdeki duruma baktığımızda Sağlık Bakanlığı tarafından tanısı kesinleşmiş ve kendisi ile çevresinin karantina altına alındığı vakaların olduğu bildirilmektedir. Resmi kurumlar tarafından gerekli önlemler alınmaya çalışılmakta ve alanında uzman kişilerce almamız gereken kişisel önlemler konusunda bilgilendirilme yapılmaktadır.

Genel manada baktığımızda uzmanlara göre salgından korunmak içi genel temizlik kurallarına uyulması ve gerekmedikçe kalabalık ortamlara girilmemesi gerekmektedir. Ayrıca iletişim çağında bulunmamız nedeniyle doğruluğu kesin olmayan haberlerin çabuk yayılması ve insanlarda korku haline sebep olması nedeniyle  resmi ağızlardan doğrulanmadığı takdirde bu tür spekülatif haberlere inanılmaması ve aklıselim bir şekilde kişisel önlemlerimizi almamız gerektiği tavsiye edilmektedir . Dileğimiz salgının daha fazla yayılmadan ve daha fazla insanın ölümüne sebep olmadan dünya üzerinden silinmesidir.

Dr. Ayşe Beyza Bekgöz

REFERANSLAR:

  1. Radusin M, Vojnosanit Pregl; The Spanish flu–Part I: the first wave,  2012 Sep; 69(9):812-7.
  2. Wever PC, Van Bergen L; .Influenza Other Respir Viruses. 2014 Sep; 8(5):538-46.
  3. Radusin M, Vojnosanit Pregl; The Spanish flu–Part I: the first wave. . 2012 Sep; 69(9):812-7.
  4. Radusin M, Vojnosanit Pregl The Spanish flu–part II: the second and third wave. 2012 Oct; 69(10):917-27.
  5. Marks G, Beatty WK Epidemics. New York: Scribners; 1976
  6. Rosenau MJ, Last JM Maxcy-Rosenau preventative medicine and public health. New York: Appleton-Century-Crofts; 1980
  7. Taubenberger JK, Reid AH, Krafft AE, Bijwaard KE, Fanning TG; Initial genetic characterization of the 1918 “Spanish” influenza virus.(1997) Science 275: 1793–1796.
  8. Taubenberger JK, Reid AH, Krafft AE, Bijwaard KE, Fanning TG; Initial genetic charaReid AH, Fanning TG, Hultin JV, Taubenberger JK ;Origin and evolution of the 1918 “Spanish” influenza virus hemagglutinin gene. (1999) Proc Natl Acad Sci U S A 96: 1651–1656.cterization of the 1918 “Spanish” influenza virus.(1997) Science 275: 1793–1796.
  9. Basler CF, Reid AH, Dybing JK, Janczewski TA, Fanning TG, et al. Sequence of the 1918 pandemic influenza virus nonstructural gene (NS) segment and characterization of recombinant viruses bearing the 1918 NS genes. (2001) Proc Natl Acad Sci U S A 98: 2746–2751.
  10. Simonsen L, Clarke MJ, Schonberger LB, Arden NH, Cox NJ, Fukuda K J Infect Dis. Pandemic versus epidemic influenza mortality: a pattern of changing age distribution, 1998 Jul; 178(1):53-60.
  11. Morens DM, Clin Infect Dis; Antibody-dependent enhancement of infection and the pathogenesis of viral disease, 1994 Sep; 19(3):500-12.
  12. Tumpey TM, Basler CF, Aguilar PV, Zeng H, Solórzano A, Swayne DE, Cox NJ, Katz JM, Taubenberger JK, Palese P, García-Sastre A Science ; Characterization of the reconstructed 1918 Spanish influenza pandemic virüs, 2005 Oct 7; 310(5745):77-80.
  13. Webster RG, Bean WJ, Gorman OT, Chambers TM, Kawaoka Y Microbiol Rev; Evolution and ecology of influenza A viruses, 1992 Mar; 56(1):152-79.
  14. Ludwig S, Stitz L, Planz O, Van H, Fitch WM, Scholtissek C Virology ; European swine virus as a possible source for the next influenza pandemic, 1995 Oct 1; 212(2):555-61.