İnsan vücudunun %50-70’i sudan oluşmaktadır. Total vücut suyunun %65’i hücre içi, %35’i hücre dışındadır. Eski zamanlardan beri su hayatın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Suyun hastalık önleyici ve tedavi edici etkisi ilk defa Çinli bilim adamı tarafından iddia edilmişken, modern hayatta suyun kanıtlanmış tedavi edici etkisi 1930’larda böbrek taşları üzerinde gösterilmiştir. Birçok böbrek dışı hastalıkta örnek olarak mesane kanseri, kolon kanseri ve kalp hastalıklarında suyun koruyucu etkileri gösterilmiştir. Yapılan bir başka çalışmada ise su tüketiminin sesin titreşimin artırdığı gösterilmiştir. Günde en az sekiz bardak su içilmesi son zamanların güncel önerisi olmuştur.
Kişiden kişiye ihtiyaç duyulan su miktarı ve vücuttaki dağılımı değişse de, vücut su dengesi böbreğin önemli rol oynadığı sıkı bir denetim mekanizması ile dengelenmektedir. Böbrekte taş hastalığı, idrar yolu enfeksiyonu gelişiminin önlenmesi ve tedavisinde; genetik geçişli polikistik böbrek hastalığı gibi böbrek hastalıklarında kistlerin büyümesini geciktirerek son dönem böbrek yetmezliği gelişimini önlediği bilinmektedir. Polikistik böbrek hastaları için uygun iklim koşullarında alınması önerilen sıvı miktarı kadın için 3 lt ve erkek için 4 lt olabilir.
Suyun fizyolojik öneminin biliniyor olmasına rağmen su alımı ve atılımı ile ilgili bilgiler kişisel kayıtlara bağlı olduğu için bu konuda çok az şey bilinmektedir. Su ucuz bir yöntem olmakla beraber fazlasının da zarar olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Prof Dr Rümeyza Kazancıoğlu
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü
Nefroloji Bilim Dalı Başkanı