Covid-19

Fiziksel Hijyen Tamam, Peki Zihinsel Hijyen?

Korku ile hareket ediyoruz.

Düşünmeden ve hızlıca.

Gelen her habere inanıyoruz. Ürkütücü olanlar daha çok dikkatimizi çekiyor.

Vaktimizin çoğunu bu haberleri almak için harcıyoruz. Bir haberle aşırı rahatlıyoruz, bir diğeri ile aşırı korkuyoruz.

Neden? Ne bekliyoruz?

Çünkü davranışlarımızı en çok etkileyen şey duygularımızdır. Bu duygulardan da en kuvvetlisi korku duygusudur. Korku duygusu beyni hakimiyeti altına aldığında, doğruyu yanlıştan ayırt eden düşünen beyin kısmı devre dışı kalır. Düşünmeden hareket ederiz.

Tehlike ya da korkuya dair doğru bilgiler aldıkça düşünmeye başlarız. Yanlış ya da korku içeren bilgiler geldikçe düşünmeyi yine geri plana bırakır, korku ile hareket ederiz.

Ürkütücü, dehşete düşüren haber ve görüntüler korkuyu artırır. Korku insanın düşünmeden ve panikle hareket etmesine neden olur. Bu tehlike karşısında ne yapmalıyım? Kalbiniz daha hızlı çarpar, daha sık nefes alıp verirsiniz ve her an kötü bir şey olacakmış gibi bir beklenti içerisine girersiniz. Beyniniz adeta hack’lenmiştir. Tehlikeyi ve korkuyu algılayan beyin bölgeniz harıl harıl çalışır ve sizi tetikte tutarken, sakin kalmanızı ve düşünmenizi sağlayan beyin bölgeniz devre dışı kalmıştır. Sürekli haber takip etmeniz ve sosyal medyadan yayılan kuşku ve korku uyandırıcı gönderilere maruz kalmanız sizin düşünen insan olmanızı engellemiş panikle ne yapacağını bilmeyen bir canlı haline getirmiştir.

Corona bir virüs, solunum yollarını etkiliyor. Bize bulaşmasını engellemek için fiziksel hijyene dikkat etmemiz gerekiyor.

Eksik, yanlış, yalan ve korku içerikli haberlerle virüs, beynimizi etkiliyor. Bize bulaşmasını engellemek için zihinsel hijyene dikkat etmemiz gerekiyor.

Beyniniz, ruh sağlığınız, zamanınız bu kadar mı kıymetsiz? Bakın, düşünmeden hareket ediyorsunuz. Korkuyla, panikle. Size adeta korku pompalayan sosyal medya hesaplarına ya da insanlara bir bakın. Kuşkucu, paranoyak, sürekli olumsuz düşünen, mutsuz, kavgacı, uzlaşmaz, takıntılı insanlar. Bu insanların sizin beyninizde serbestçe, istedikleri zaman, istedikleri miktarda dolaşmasına izin veriyorsunuz. Ne garip… Sokakta karşılaşsanız iletişim kurmaktan kaçınacağınız kişilerin söylediklerine ve yaydıklarına inanıyorsunuz. Neden mi? Çünkü beyniniz hack’lendi. Şiddet, korku ve kuşku her zaman prim yapar. Günlerce ne izlediniz bir bakalım.

  • Ne yaptığı bilinmeyen bir virüse ait haberler
  • Virüs kaynağı yarasa görüntüleri
  • Sokakta, iş yerinde, asansörde yere düşen insanlar
  • Yaralı ve ölüleri toplayan uzay kıyafetli insanlar
  • Çaresiz sağlık görevlileri

Tehlikeler karşısında yapılacak şey tedbir almaktır. Ancak bu kadar büyük bir korku bombardımanı karşısında kaygılı insanlar büyük bir panik ve kaos yaşamaya başladı.

Burada şu ince detayı hatırlatmakta fayda var. Bizim şu an söz ettiğimiz şey insanların tedbirlerini almalarına rağmen yaşadıkları korku ve panik hissi. Evlerinde korku ile yaşamaları. Kendilerini bu büyük üzüntü ve stresten kurtaramamaları. Televizyon ya da sosyal medyadan olumsuz haberleri takip ederek kaos haberlerine inanmaları, bütün bir günü korku içinde yaşamaları. Gece başlayan uykusuzluklar, tükenmişlik hissi, gelecek kaygısı, ümitsizlik.

Peki bütün bu stres dolu yaşamın bizi en az etkilemesi için ne yapmalı?

Fiziksel temizliğe ve hijyene dikkat ediyoruz. Önlemlerimizi aldık. Peki ya zihinsel hijyen için ne yapmalı?

Önce Doğru Bilgi ve Tedbir

  • Corona virüs nedir, nasıl bulaşır, nasıl korunuruz, ne yapmamız gerekir? Bu konu ile ilgili bilgileri sağlık bakanlığı ve resmi kurumlardan al. Onların sosyal medya hesaplarını takip et ve internet sitelerinden bilgi al. Resmi kurumların önerilerini ciddiye al ve eksiksiz uygulamaya çalış.
  • İşin uzmanı olmayan popüler ve tartışmacı kişileri izleme, takip etme. Onları tanırsın. Her programa çıkarlar, her konuda fikirleri vardır. Olayları ya çok hafife alırlar ya da aşırı derecede korku pompalarlar. Bu gibi insanlar profesör de olsalar, bir üniversitede çalışsalar da uç düşüncelerinin esiri olmuşlardır. Amaçları daha çok izlenmek olan televizyonların elinde birer oyuncak olmuşlardır.

Beyni zehirleyen haberlerden uzaklaşmak:

Sen tedbirini aldıktan sonra dışarıdaki olayların anlık ve dakika dakika değişimlerinin önemi azalacaktır. Sürekli sosyal medyada vakit geçirmek seni daha endişeli, huzursuz, öfkeli ve mutsuz bir insan haline getirir. Bu yüzden whatsapp gruplarından gelen mesajlar ve sosyal medya takipleri için kendine bir program ve zamanlama ayarla. Örnek olarak günde 2 ya da 3 kez 30’ar dakika gibi. Sürekli elinde telefon ve karşında televizyon beynini zehirlemekten başka bir amaca hizmet etmez.

Beyni Beslemek

Yetkililer sosyal izolasyonu tavsiye ediyor. Bu artık bir tavsiyeden ziyade yapılması gereken bir zorunluluk. Acil durumlar dışında dışarıya çıkmıyoruz. Evde ne yapabiliriz? Beynimizi besleyelim. Nasıl mı?

  • Bir konuyu tüm yönleriyle öğrenmek için okumalar ve araştırmalar yapmak. Notlar tutmak. Sunum hazırlamak.
  • Bir yönetmenin ya da oyuncunun tüm filmlerini seyretmek, belgesel izlemek.
  • Biyografi tarzı kitaplar okumak.
  • Her gün egzersiz yapmak.
  • İbadet etmek, nefes egzersizi yapmak, tefekkür etmek.
  • Bir şiir veya şarkı/türkü ezberlemek, hikaye ve romanları okuduktan sonra anlatmak.
  • Evin içinde düzenlemeler yapmak. Küçük onarımlar, eski eşyaların ayıklanması gibi işler.
  • Beceri gerektiren müzik aleti çalmak, resim yapmak, mutfak işleri yapmak, yeni tarifler denemek, çiçek bakımı gibi hobiler ve sanatsal faaliyetlerde bulunmak. Körelmiş yetenekleri canlandırmak.
  • Fırsat varken uyumak.

Yukarıda vermiş olduğumuz aktiviteleri belki de yapıyorsunuz. Ama tüm sakinliğiniz ve büyük bir dinginlikle yaptığınızda rahatladığınızı göreceksiniz. Bu aktiviteler beyni besleyen onu zehirlenmekten kurtaran aktivitelerdir.

Karantinaya almak.

Nasıl corona gibi virüslerden korunmak için karantinaya ihtiyaç duyuluyorsa, yanlış/eksik/yanlış bilgi yayan sosyal medya hesaplarını karantinaya alın ve engelleyin. Whatsapp gruplarından bu tür paylaşım yapanları uyarın ve gerekirse gruptan çıkın. Herkesin önemli gördüğü bir konuyu paylaştığı bazı gruplar gerçekten doğru uyarı değil, zehir saçıyor.

Çevrenizi motive edecek, ümit verecek konuşmalar yapın. Aşırı rahat davranan insanları uyarın. Evde kalın ve sürecin sonlanmasını bekleyin.

Unutmayın ki Sağlık Bakanlığının el yıkamak, mesafeyi korumak, evde kalmak gibi dikkatle uyulması gereken tavsiyeleri gerçekten hayati öneme sahiptir.

Prof. Dr. Yavuz Selvi

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı