Author

Sayader

Browsing

Alerjik rinit, tipik olarak, burun akıntısı, hapşırık, burunda tıkanıklık ve kaşıntı yapan alerji kökenli bir burun hastalığıdır. Bazen hastalık burun akıntısı ve hapşırık olmadan sadece burun tıkanıklığı şeklinde de görülebilir.

Alerjik rinit, hem genlerimizin hem de çevre etkileşimlerinin neden olduğu çok faktörlü bir hastalıktır.

Solunum yolu ile giren alerjenler, Alerjik rinit ve astımda sıklıkla tetik çekici olarak rol oynarlar. Ev içi ve ev dışı alerjenler olarak ikiye ayrılırlar. Ev dışı alerjenler mevsimsel alerjik rinitte ev içi olanlardan daha fazla rol oynarlar. Ülkemizde en sık rastlanan alerjenler ev tozu akar böcekleri ve polen alerjileridir. Kedi, köpek, kuş gibi evcil hayvanlara karşı alerjiler de alerjik rinitte rol oynamaktadır.

Alerjik rinit, hapşırık, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi klasik bulgular dışında günlük hayat fonksiyonlarında bozukluklara neden olabilir. Bazen uyku bozuklukları ve uyku kalitesinin burun tıkanıklığı nedeni ile iyi olmaması sonucunda halsizlik, algılama fonksiyonlarında bozukluk, depresyon ve kaygı bozukluklarına neden olabilir. Özellikle okul başarısında düşmeler olabilir. Çocuklarda alerjik rinit özellikle ilk 3 yaşta tekrarlayan orta kulak iltihabına yol açtığından, birçok alerjik rinitli hasta gereksiz olarak geniz ameliyatı ve kulağa tüp yerleştirme ameliyatı geçirirler. Dolayısıyla bu hastaların ameliyat öncesi mutlaka alerji yönünden değerlendirilmeleri gerekir.

Alerji deri testleri, alerjik nezlenin tanısında en önemli ve altın standart değerinde olan tanı yöntemidir. Uygulaması ve yorumlanması, konusunda ehliyetli ve deneyimli kişilerce yapılmalıdır. Çocuklarda alerji testinin yorumunu çocuk alerji uzmanı yapmalıdır.

Alerjik rinitin tedavisinde en etkili tedavi yöntemi, burun içine uygulanan spreylerdir. Bu spreylerde az miktarda kortizon içerirler. Alerjik rinitte kullanılan ilaçların içinde en etkin olanlarıdır. Burun içinde yüksek ilaç dozlarına ulaşılmasına rağmen vücuda emilimlerinin az olması nedeni ile yan etki riskleri çok azdır. Bu ilaçların Alerjik rinitin tüm belirti ve bulgularını iyileştirici etkileri vardır, yan etkileri nadir ve hafiftir.

Prof Dr Emin Özkaya (Çocuk Alerji Uzmanı)

Korku ile hareket ediyoruz.

Düşünmeden ve hızlıca.

Gelen her habere inanıyoruz. Ürkütücü olanlar daha çok dikkatimizi çekiyor.

Vaktimizin çoğunu bu haberleri almak için harcıyoruz. Bir haberle aşırı rahatlıyoruz, bir diğeri ile aşırı korkuyoruz.

Neden? Ne bekliyoruz?

Çünkü davranışlarımızı en çok etkileyen şey duygularımızdır. Bu duygulardan da en kuvvetlisi korku duygusudur. Korku duygusu beyni hakimiyeti altına aldığında, doğruyu yanlıştan ayırt eden düşünen beyin kısmı devre dışı kalır. Düşünmeden hareket ederiz.

Tehlike ya da korkuya dair doğru bilgiler aldıkça düşünmeye başlarız. Yanlış ya da korku içeren bilgiler geldikçe düşünmeyi yine geri plana bırakır, korku ile hareket ederiz.

Ürkütücü, dehşete düşüren haber ve görüntüler korkuyu artırır. Korku insanın düşünmeden ve panikle hareket etmesine neden olur. Bu tehlike karşısında ne yapmalıyım? Kalbiniz daha hızlı çarpar, daha sık nefes alıp verirsiniz ve her an kötü bir şey olacakmış gibi bir beklenti içerisine girersiniz. Beyniniz adeta hack’lenmiştir. Tehlikeyi ve korkuyu algılayan beyin bölgeniz harıl harıl çalışır ve sizi tetikte tutarken, sakin kalmanızı ve düşünmenizi sağlayan beyin bölgeniz devre dışı kalmıştır. Sürekli haber takip etmeniz ve sosyal medyadan yayılan kuşku ve korku uyandırıcı gönderilere maruz kalmanız sizin düşünen insan olmanızı engellemiş panikle ne yapacağını bilmeyen bir canlı haline getirmiştir.

Corona bir virüs, solunum yollarını etkiliyor. Bize bulaşmasını engellemek için fiziksel hijyene dikkat etmemiz gerekiyor.

Eksik, yanlış, yalan ve korku içerikli haberlerle virüs, beynimizi etkiliyor. Bize bulaşmasını engellemek için zihinsel hijyene dikkat etmemiz gerekiyor.

Beyniniz, ruh sağlığınız, zamanınız bu kadar mı kıymetsiz? Bakın, düşünmeden hareket ediyorsunuz. Korkuyla, panikle. Size adeta korku pompalayan sosyal medya hesaplarına ya da insanlara bir bakın. Kuşkucu, paranoyak, sürekli olumsuz düşünen, mutsuz, kavgacı, uzlaşmaz, takıntılı insanlar. Bu insanların sizin beyninizde serbestçe, istedikleri zaman, istedikleri miktarda dolaşmasına izin veriyorsunuz. Ne garip… Sokakta karşılaşsanız iletişim kurmaktan kaçınacağınız kişilerin söylediklerine ve yaydıklarına inanıyorsunuz. Neden mi? Çünkü beyniniz hack’lendi. Şiddet, korku ve kuşku her zaman prim yapar. Günlerce ne izlediniz bir bakalım.

  • Ne yaptığı bilinmeyen bir virüse ait haberler
  • Virüs kaynağı yarasa görüntüleri
  • Sokakta, iş yerinde, asansörde yere düşen insanlar
  • Yaralı ve ölüleri toplayan uzay kıyafetli insanlar
  • Çaresiz sağlık görevlileri

Tehlikeler karşısında yapılacak şey tedbir almaktır. Ancak bu kadar büyük bir korku bombardımanı karşısında kaygılı insanlar büyük bir panik ve kaos yaşamaya başladı.

Burada şu ince detayı hatırlatmakta fayda var. Bizim şu an söz ettiğimiz şey insanların tedbirlerini almalarına rağmen yaşadıkları korku ve panik hissi. Evlerinde korku ile yaşamaları. Kendilerini bu büyük üzüntü ve stresten kurtaramamaları. Televizyon ya da sosyal medyadan olumsuz haberleri takip ederek kaos haberlerine inanmaları, bütün bir günü korku içinde yaşamaları. Gece başlayan uykusuzluklar, tükenmişlik hissi, gelecek kaygısı, ümitsizlik.

Peki bütün bu stres dolu yaşamın bizi en az etkilemesi için ne yapmalı?

Fiziksel temizliğe ve hijyene dikkat ediyoruz. Önlemlerimizi aldık. Peki ya zihinsel hijyen için ne yapmalı?

Önce Doğru Bilgi ve Tedbir

  • Corona virüs nedir, nasıl bulaşır, nasıl korunuruz, ne yapmamız gerekir? Bu konu ile ilgili bilgileri sağlık bakanlığı ve resmi kurumlardan al. Onların sosyal medya hesaplarını takip et ve internet sitelerinden bilgi al. Resmi kurumların önerilerini ciddiye al ve eksiksiz uygulamaya çalış.
  • İşin uzmanı olmayan popüler ve tartışmacı kişileri izleme, takip etme. Onları tanırsın. Her programa çıkarlar, her konuda fikirleri vardır. Olayları ya çok hafife alırlar ya da aşırı derecede korku pompalarlar. Bu gibi insanlar profesör de olsalar, bir üniversitede çalışsalar da uç düşüncelerinin esiri olmuşlardır. Amaçları daha çok izlenmek olan televizyonların elinde birer oyuncak olmuşlardır.

Beyni zehirleyen haberlerden uzaklaşmak:

Sen tedbirini aldıktan sonra dışarıdaki olayların anlık ve dakika dakika değişimlerinin önemi azalacaktır. Sürekli sosyal medyada vakit geçirmek seni daha endişeli, huzursuz, öfkeli ve mutsuz bir insan haline getirir. Bu yüzden whatsapp gruplarından gelen mesajlar ve sosyal medya takipleri için kendine bir program ve zamanlama ayarla. Örnek olarak günde 2 ya da 3 kez 30’ar dakika gibi. Sürekli elinde telefon ve karşında televizyon beynini zehirlemekten başka bir amaca hizmet etmez.

Beyni Beslemek

Yetkililer sosyal izolasyonu tavsiye ediyor. Bu artık bir tavsiyeden ziyade yapılması gereken bir zorunluluk. Acil durumlar dışında dışarıya çıkmıyoruz. Evde ne yapabiliriz? Beynimizi besleyelim. Nasıl mı?

  • Bir konuyu tüm yönleriyle öğrenmek için okumalar ve araştırmalar yapmak. Notlar tutmak. Sunum hazırlamak.
  • Bir yönetmenin ya da oyuncunun tüm filmlerini seyretmek, belgesel izlemek.
  • Biyografi tarzı kitaplar okumak.
  • Her gün egzersiz yapmak.
  • İbadet etmek, nefes egzersizi yapmak, tefekkür etmek.
  • Bir şiir veya şarkı/türkü ezberlemek, hikaye ve romanları okuduktan sonra anlatmak.
  • Evin içinde düzenlemeler yapmak. Küçük onarımlar, eski eşyaların ayıklanması gibi işler.
  • Beceri gerektiren müzik aleti çalmak, resim yapmak, mutfak işleri yapmak, yeni tarifler denemek, çiçek bakımı gibi hobiler ve sanatsal faaliyetlerde bulunmak. Körelmiş yetenekleri canlandırmak.
  • Fırsat varken uyumak.

Yukarıda vermiş olduğumuz aktiviteleri belki de yapıyorsunuz. Ama tüm sakinliğiniz ve büyük bir dinginlikle yaptığınızda rahatladığınızı göreceksiniz. Bu aktiviteler beyni besleyen onu zehirlenmekten kurtaran aktivitelerdir.

Karantinaya almak.

Nasıl corona gibi virüslerden korunmak için karantinaya ihtiyaç duyuluyorsa, yanlış/eksik/yanlış bilgi yayan sosyal medya hesaplarını karantinaya alın ve engelleyin. Whatsapp gruplarından bu tür paylaşım yapanları uyarın ve gerekirse gruptan çıkın. Herkesin önemli gördüğü bir konuyu paylaştığı bazı gruplar gerçekten doğru uyarı değil, zehir saçıyor.

Çevrenizi motive edecek, ümit verecek konuşmalar yapın. Aşırı rahat davranan insanları uyarın. Evde kalın ve sürecin sonlanmasını bekleyin.

Unutmayın ki Sağlık Bakanlığının el yıkamak, mesafeyi korumak, evde kalmak gibi dikkatle uyulması gereken tavsiyeleri gerçekten hayati öneme sahiptir.

Prof. Dr. Yavuz Selvi

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

Bir süredir tüm dünya ile beraber Türkiye de COVİD-19 salgınına karşı mücadele etmektedir. Bu mücadele sürecinde toplumsal iletişimin oldukça sınırlı tutulması gerektiğinden yetkililer tarafından bazı önlemler alınmakta ve bu konu ile ilgili uyarılar yapılmaktadır. Toplumsal izolasyonun ve salgınla ilgili endişelerin had safhada olduğu bu dönem içerisinde çocukların ruhsal açıdan etkilenmesini minimuma indirmek için bazı noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Aşağıda bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler bazı konulara maddeler halinde değinilmiştir.

  • Öncelikle çocukların yetişkinlerin verdikleri tepkilerden ve davranışlardan etkileneceği bilinmeli ve erişkinlerin kendileri için önerilen stresle baş etme becerilerini öğrenme ve uygulamaları önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki çocuklar çok iyi duygu okuyucudurlar ve ebeveynlerinin yüz ifadelerinden bir şeylerin normal gitmediğini çok çabuk çıkarsayabilirler. Bu nedenle kendi stresimizle baş etmemiz ve çocuklarımıza bu konuda rol model olmamız önemlidir.
  • Diğer yandan çocuklarımıza yaşlarına uygun bir şekilde anlayabilecekleri bir dille durum anlatılmalı, soracakları sorulara yaşlarına uygun, ancak kaygılarını tetiklemeye sebep olmayacak şekilde cevap verilmelidir. Birçok defa aynı konularla ilgili soruları dile getirebilecekleri bilinmeli ve sabırlı olunmalıdır.
  • Cevap verilirken durumun ciddiyetinden ziyade bize düşen sorumluluklara basitçe vurgu yapılmalı, sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz sürece güvende olacağımız anlatılmalıdır. Gereksiz ve uzun detaylardan kaçınmalı, kısa ve öz cevaplar verilmelidir.
  • Çocuklarımızın salgınla ilgili haber ve görüntülere fazlaca maruz kalmaları engellenmeli, bizler de bu haberleri izlerken fazlaca duygusal tepkiler vermekten kaçınmalıyız.
  • Ayrıca çocuğumuzla beraber tüm ailenin katılacağı ev içi eğlenceli aktivitelere zaman ayırmak, evde endişeli bir hava oluşmasına engel olacağından bu dönemde oldukça kıymetli olacaktır.
  • Yine fiziksel olarak kısıtlanan çocuğumuzun şartlar dahilinde fiziksel aktivite yapmasına fırsat vermek önemlidir.
  • Evde kaldığımız süre içerisinde çocuğumuzun derslerine yardımcı olabiliriz. Ancak bu dönem içerisinde derslerle ilgili yüksek beklentileri dillendirmek ve özellikle eleştirel bir dil kullanmak çok uygun olmayacaktır.

Bu zor dönemleri sabırla ve metanetle geçirirken çocuklarımızın ruhsal durumlarını takip etmemiz ve gerekli önlemleri önceden almamız onların ruh sağlıkları için önemli olacaktır.

Doç. Dr. Ömer Faruk Akça

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

ÖZET

Çin’den yayılan yeni virüs (2019nCoV), 2002-SARS ve 2012-MERS CoV’den sonra üçüncü corona virüs.
Bulaşıcılık açısından (R0) SARS ile MERS arasında yani ortalama ikinci.
Mortalite (öldürücülük) açısından SARS (%16) ve MERS’e kıyasla (%30) daha az patojen %1-2 arasında.
Yaygınlık ve olgu sayısı daha geniş bir coğrafya olabilir (Şimdilik WHO faz 3 salgın uyarısında/belli bölgeyi ilgilendiren salgın)

İnkübasyon (kuluçka) dönemi uzun (yaklaşık 2-10 gün; ancak enfekte temas sonrası semptomların çıkması yaklaşık 14 gün); semptomsuz bulaştırıcılık yaygın olabilir.

Klinik tablo; ateş + kuru öksürük + solunum sıkıntısı ve diğer gribal enfeksiyon belirtileri…

Aşı ve özgün tedavi yok. Tedavide interferon ve Ribavirin kısmı etkili. Hastalık geçirenlerin serumlarındaki Antikor enfeksiyon yayılmasını önleyebilir.

Korunma; Grip ile aynı, şüpheli bireye hastaya cerrahi maske, temastan kaçınma, el yıkama, sağlık personeline N95 maske; hasta izolasyonu ( tercihen özel havalandırmalı oda)

Yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar söz konusu olduğunda o konuyla ilgili bildiklerimiz kadar bilmediğimiz şeyler de önem arz eder. Yeni koronavirüs enfeksiyonu verileri paylaşılırken kamuoyunda oluşan endişenin oluşturulan panik havası ile manipüle edildiği görülüyor. Basında ve sosyal medyada salgına dair henüz netleşmemiş, bilinmeyen, geçerliliği kanıtlanmamış ve doğrulanmamış verilerin yaygınlaştırılması insanları korku ve çaresizliğe sürüklüyor. Her yıl hijyen/ekonomi/eğitim yetersizlikleri, olumsuz yaşam ve çalışma koşullarının etkisi ile tüberküloz, sıtma vb. önlenebilir tedavisi olan bulaşıcı hastalıklardan ölen yüzbinlerce insan daha az dikkat çekerken bu tür salgınlara dair bilinemezci yaklaşımların ve eldeki bilimsel verilerle ulaşılamayacak felaket senaryolarının küresel ölçekte de körüklendiği görülmektedir. İyi ya da kötü niyetli, klavyesi olan herkesin tuşladığı bu dönemde sadece sağlık otoritesine kulak kesilmek, direktifler doğrultusunda hareket etmek gerçekçi olacaktır. Ülkemiz adına sağlık otoritesinin sürece oldukça hızlı, titiz ve bilimsel yaklaştığını bildirmeliyiz. Bu yazıda da sağduyulu yaklaşmak ve toplumda paniğe neden olan korku hikayelerini önlemek adına bildiklerimizden başlamak daha faydalı olacaktır.

Çin’in Wuhan kentinde ilk kez aynı anda birden fazla kişide bildirilen yeni bir koronavirüs salgını, bugüne kadar yirmi iki ülkede (ve dört kıtada) 5000’den fazla onaylanmış vakaya ve çoklu ölümlere neden olmuş ve dünyanın çeşitli yerleri kadar ülkemizde de aynı soruyu gündeme getirmiştir: Endişelenmeli miyiz?

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından koordine edilen uzman ekipler en kısa sürede cevap almak için kilit sorular üzerinde çalışsalar da, belirsizlik seviyesi hala yüksektir.

Hastalığın ne kadar ölümcül olduğu, hastalananların en iyi nasıl tedavi edileceği, tam olarak nasıl yayıldığı henüz net olarak ortaya konulamamıştır. Virüsün bir hayvan kaynağından yayıldığı düşünülmektedir, ancak kesin kaynak henüz doğrulanmamıştır. Hastalık artık insan popülasyonundadır ve insandan insana yayılımın da mümkün olduğuna dair birçok göstergeler mevcuttur.

Bu tür bir belirsizlik, ortaya çıkan bulaşıcı hastalık salgınlarının doğasında var olan endişeyi arttırmaktadır. Tüm bu belirsizlikler ortadan kalkana kadar da dünyanın endişelenmesi beklenen bir durumdur. HIV, influenza ve tüberküloz gibi insanlığın en köklü sağlık tehditlerinin de muhtemelen tür bariyerini, hayvanlardan insanlara atlamak sureti ile ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar olarak başladığını hatırlamakta fayda var.

Şekil 1: Yeni Coronavirus ile SARS’ın günümüze kadarki mortalite oranları (31 Ocak 2020)

Virüsün çıkışı ve özellikleri

Çinli yetkililer, Wuhan, Çin’deki ilk “gizemli zatürree” vakalarını DSÖ’ye bildirdikten kısa bir süre sonra, hastalığa neden olan virüs izole edilmiş ve Coronavirus ailesinin bir türü olarak tanımlanmıştır. 2003 yılında, 26 ülkeyi etkileyen ve 8.000’den fazla enfeksiyon ve yaklaşık 800 ölümle sonuçlanan dokuz aylık bir salgına neden olan son derece bulaşıcı ve hayatı tehdit eden bir koronavirüs olan SARS (Şiddetli Akut Solunum Yolu Yetersizliği Sendromu – Severe Acute Respiratory Insufficiency Syndrome) ile aynı virüs ailesine aittir.

2012 yılında ortaya çıkan ve bugün de devam eden ikinci bir yeni koronavirüs – MERS CoV (MERS (Orta Doğu Solunum Sendromu – Middle East Respiratory Syndrome) daha az bulaşıcıdır (öksürme ve hapşırma yerine yakın temasla yayılır).

SARS koronavirüsü ve MERS koronavirüsü arasındaki farklar, aynı virüs ailesine ait olmasına rağmen patojenlerin aynı şekilde davranmadığını göstermektedir. Yeni virüsün SARS veya MERS gibi davranıp davranmayacağı ya da nasıl davranacağı henüz çok net bilinmemektedir.

Neden Çin? Çin, aşırı kalabalık, insanların iç içe, üst üste yaşadığı en az 6 şehre sahiptir. Çin şehirlerinin çoğunda ana/kalabalık nüfus son derece sağlıksız ortamlarda yaşamakta, sağlıklı içme kullanma suyu ve güvenli gıdaya ulaşamamaktadır. Sağlık hizmetleri ve mekanları yetersizdir, denetimler ise zayıftır. Bu nedenle sorunun Çin’den başlaması dünya için de Çin için de büyük tehdittir. Salgın büyürse, dünya Çin’e kapanır, bu Çin için çok büyük kayıp olur. Bu nedenle Çin, enfeksiyonun yayılmaması için de çok büyük bir çaba içindedir. Ancak unutulmamalıdır ki ilk domuz gribi (H1N1pdm) de Amerika ve Meksika’dan çıkmıştı.

Coronavirusler; konak çeşitliliği ve sınıflandırılması

Coronavirusler (CoV) zarflı, tek zincirli pozitif RNA virüsleri olup, oldukça geniş bir aile oluştururlar. Birçok hayvanda (kedi, köpek, at, sığır, domuz, kuş, kemiriciler, kümes hayvanları) aynı insanlar gibi solunum yolu enfeksiyonu yapar, yarasalar ise rezervuardır, virüsü taşır ancak hastalanmazlar. Virüs genomu büyük olup ara konak hayvanlardan insanlara türler arası geçiş, farklı türlerde nokta mutasyonlar gibi nedenlerle coronavirusler zaman içinde hayvan-hayvan veya hayvan-insan arasındaki bulaşımlarında değişime uğrayıp daha önceden hiç olmayan yeni bir tip ile ortaya çıkarabilirler.

Sınıflandırmada alfa, beta, gamma ve delta coronavirusler olmak üzere 4 cinse ayrılmıştır. Günümüze kadar insanlarda enfeksiyona neden olan 7 tür gösterilmiştir ve bunlar sadece alfa ve betacoronavirus cinsi içindedir. Bu türler “soğuk algınlığı” benzeri kliniğe sebep olan 229E, OC43, NL63 ve HKU1 türleri ile 2002 yılında Çin’den yayılan SARS-Cov, 2013 yılında Orta Doğu’dan yayılan MERS-Cov ve son olarak da 2019’un son günlerinde Çin’in Wuhan şehrinde gösterilmiş ve resmi isimlendirilmesi yapılmamış olan 2019 nCov’dur ve betacoronavirus cinsindedir.

Bulaş Şekilleri

Başlangıçta vakaların çoğunluğu ile Wuhan’daki deniz ürünleri pazarı ilişkilendirilirken, son vakaların çoğunun pazarla doğrudan bir bağlantısı yoktur. Bu gerçek insandan insana bulaşın mümkün olduğunu düşündürmektedir. İnsandan insana bulaşın mümkün olması da salgının hızla genişleme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Hava yoluyla insanlara bulaşmakta, solunum yollarında tutunmakta ve mukoza hücrelerinde çoğalıp tahribat oluşturmaktadır (Pnömoni). Yeni koronavirüs, solunum sekresyonlarıyla havaya saçılmakta, yüzeylere tutunmakta olup yayılma hızı yüksek görünmektedir. Ancak virüsün havada kalma süresi, bulaştığı çevresel maddeler üzerinde bulunma süresi henüz bilinmediğinden, niceliksel yayılma hızı hakkında net bilgiler edinilememiştir. Ancak SARS ve MERS’den daha hızlı yayılacağını düşündüren bir seyir de gözlenmektedir. Yine de, muhtemelen önümüzdeki bahar sonuna doğru enfeksiyonun hız kesmesi muhtemeldir

Sağlık çalışanları ve nCoV

Salgının ilk zamanlarında, sağlık çalışanlarında enfeksiyonun bulunmaması, 2019-nCoV’yi hem SARS-CoV hem de MERS-CoV’den ayıran bir özellikti. Önceki iki CoV salgında, sağlık hizmetleri her iki salgını da besleyen önemli bir bulaş noktası işlevi görmüştü. DSÖ verilerine dayanarak, her 10 MERS-CoV vakasından 1’inin sağlık çalışanı olduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte, sağlık çalışanlarında hastalığın asemptomatik olabileceği (özellikle de genç olma ve altta yatan hastalığı bulunmama ihtimallerinin yüksek olduğu düşünülürse) bu yüzden yeni CoV’a potansiyel maruziyet durumlarını dışlamanın çok erken olacağı bildirilmektedir. SARS-CoV salgını sırasında tarif edilmemesine rağmen, bazı MERS-CoV çalışmalarında asemptomatik vakalar %12.5 ile %25 arasında değişmektedir. Benzer bir durum 2019-nCoV için de geçerli olabilir ve salgının kontrol altına alınmasını daha da zorlaştırabilir.

Bulaş konusunda değinilmesi gereken diğer bir parametre, 2019-nCoV yayılmasında rol aldığı düşünülen “süper yayılma”dır (super-spreading). Süper yayılma, bir virüsün popülasyondaki bulaşın çoğunluğundan sorumlu, virüsü yüksek miktarda yayan azınlıktır. Hem SARS- hem de MERS-CoV salgınları süper yayıcı hastaların kanıtlarını belgelemişlerdir. Genel olarak, coronavirus salgınlarında enfekte kişiden enfekte olduğu süre boyunca hastalığı 1 ila 3 kişiye yayması beklenmektedir. Bununla birlikte, SARS- ve MERS-CoV hastalarının kabaca %10’unun süper yayılmaya sebep olduğu ve hastalıkları süresince virüsü en az 10 kişiye bulaştırdığı gösterilmiştir. Bu vakalar dünyadaki salgının önemli bir bölümünden sorumlu tutulmuştur. 2019-nCoV için, bugüne kadar sınırlı bir insandan insana yayılma oranı saptanmıştır. Bununla birlikte, Wuhan’ın içinde ve dışında vakalardaki son dönemde gözlenen hızlı artış ve önceki coronavirüs salgınlarında da bu fenomenin tespit edilmiş olması, salgını körükleyen süper yayıcı bireylerin potansiyel olarak mevcudiyetini işaret etmektedir.

Hassas Popülasyonlar

Sınırlı hasta verileriyle, 2019-nCoV’a en duyarlı olabilecek popülasyonlar hakkında sağlam beyanlarda bulunmak zordur. Bununla birlikte, SARS- ve MERS-CoV salgınlarında hastalığın şiddeti, yaş, cinsiyet ve genel sağlık durumu başta olmak üzere birçok koşuldan etkilenmektedir. 2019-nCoV’da erken hasta raporlarında da benzer eğilimler vardır. 2019-nCoV ile ilişkilendirilen şiddetli vakalar, ölümle sonuçlanan vakalar da dahil olmak üzere yaşlı hastalar (> 60 yaş) ile ilişkilendirilmiştir. Bu bulgular, hem SARS hem de MERS-CoV enfeksiyonu ile ilişkilendirilen hastalığın derecesi ve ölüm oranının 50 yaşın üzerindeki kişilerde yüksek oluşuyla benzerdir. Benzer şekilde, kişinin altta yatan bir başka kronik hastalığının olması (Diabetes Mellitus, Hipertansiyon, KOAH vs…) genel duyarlılıkta kritik bir rol oynar. 2019-nCoV için sınırlı mortalite verileri mevcuttur; bununla birlikte, 2019-nCoV enfeksiyonunun mortalite ile sonuçlanan 106 hastanın büyük çoğunluğunda hipertansiyon, diyabet, kalp ve / veya böbrek fonksiyon sorunları dahil olmak üzere kendilerini daha duyarlı hale getirebilecek önemli sağlık koşullarının bulunduğu belirlenmiştir. 2013’teki MERS-CoV salgınında da ölümlerin çoğunda sigara içme, hipertansiyon, diyabet, kardiyovasküler hastalık ve / veya diğer kronik hastalıklar bulunmakta idi ve bu durum hayvan modellerindeki bulgularla korelasyon göstermektedir. Sonuçlar, 2019-nCoV enfeksiyonunu takiben bu savunmasız hastalar için üst düzeyde tedbir almanın gerekli olduğunu göstermektedir.

Korunma ve Tedavi

Şu anda 2019-nCoV enfeksiyonunu önleyecek bir aşı, tedavi edecek bir ilaç yoktur. Ribavirin ve interferon tedavisinin (IFN) koronavirüs enfeksiyonu üzerinde sadece sınırlı etkileri vardır. Şimdiye kadar, iyileşen hastalardan elde edilen plazma ve antikor ile tedaviler ana tedavi olarak önerilmiştir. Enfeksiyonu önlemenin en iyi yolu bu virüse maruz kalmaktan kaçınmaktır.

  • Her şüpheli ile temas ya da işlem sonrası ellerinizi en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkayın. Sabun ve su yoksa, alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanın.
  • Gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza yıkanmamış ellerle dokunmaktan kaçının.
  • Hasta olan insanlarla yakın temastan(en az bir metrelik mesafe) kaçının.
  • Hasta olduğunuzda evde kalın.
  • Öksürüğünüzü veya aksırığınızı kolunuz veya bir mendil ile örtün, ardından mendili çöp kutusuna atın.
  • Sık dokunulan nesneleri ve yüzeyleri temizleyin ve dezenfekte edin.
  • Gıda güvenliğine her zaman dikkat edin, iyi pişirilmemiş hayvansal ürün/gıda ve iyi temizlenmemiş sebze – meyve tüketmeyin.
  • Ateş, öksürük ve nefes almada zorluk yaşayan kişiler, erken tıbbi yardım almak için bir sağlık kuruluşuna başvurmalı, maskeli gezmeli ve seyahat geçmişleri varsa sağlık profesyonelleri ile bu bilgi paylaşılmalıdır.

Güncel durum

10 Şubat 2020 tarihi itibariyle, yani ilk olgulardan yaklaşık 1.5 ay sonra,  küresel olarak yeni koronavirüs (2019-nCoV) için toplam 40554  doğrulanmış vaka bildirilmiştir. Bu tarih itibariyle ölüm sayısı 920’dur. Vakaların  %99.21’i Çin’den bildirilmiştir. Çin’in Wuhan bölgesine seyahat geçmişi olan vakalar, Tayland, Hong Kong, Singapur, Japonya, Kore, Amerika Birleşik Devletleri, Tayvan ve Fransa’da yeni vakalara neden olmuşlardır. Çinli yetkililer bildirilen vakaların %25’inin hastane bakımı gerektirdiğini bildirmişlerdir (%16 ağır hasta, % 5 kritik hasta ve % 4 ölüm).

Türkiye’de doğrulanmış 2019-nCov vakası bildirilmemiştir. Ancak globalleşen dünyada importe vakaların ortaya çıkma olasılığı kaçınılmazdır. İmporte vakaların önlenmesi adına Sağlık Bakanlığı tarafından 23 Ocak 2019 tarihi itibariyle bazı Wuhan-İstanbul seferlerinin durdurulması ve havaalanında giriş yapan kişilerin termal kamerayla taranması gibi tedbirler alınmıştır. 3 Şubat 2020 tarihinde de tüm Çin’den gelen uçuşlar ve aktarmaları iptal etmiştir.  

Son olarak;

Bu noktada yapılması gerekenler önceki dönemlerde meydana gelmiş salgınlardakine benzer şekilde virüsün bulaşma modellerini ve enfekte olmuş insanları izlemek olacaktır.

Sosyal medyada dolaşan biyolojik silah vurgusu muhtemelen kasıtlı odak yaymalarıdır. Ancak coronavirüs gibi hayvanlarda zararsız, insana geçtiğinde ağır hastalık yapabilen virüslerin silah amacıyla kullanılması küresel güçler ve stratejik gücü yüksek ülkelerin gündemlerinde olabilir. Bazen de seçkin viroloji laboratuvarlarının çalışma kazaları sonrası etrafa saçılabilir. Bütün bunlar yanında bize düşen bilime odaklanmak, hastalığın devam eden araştırmalarını takip etmek, sürdürmek ve gerekli bilgileri paylaşmaya devam etmektir. Salgının kontrol edilmesini de sağlayacak olan spekülasyonlarla hareket etmek değil pozitif bilimin gerekliliklerini yerine getirmek ve soğukkanlılıkla surveyansa ve sağlık okuryazarlığı eğitimlerine devam etmek olacaktır.

Prof. Dr. Mustafa ALTINDİŞ

SAÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD ve Tıbbi Viroloji Bilim Dalı Başkanı

Kaynaklar

  1. Al-Tawfiq, J.A.; Gautret, P. Asymptomatic Middle East Respiratory Syndrome Coronavirus (MERS-CoV) infection: Extent and implications for infection control: A systematic review. Travel Med. Infect. Dis. 2019, 27, 27–32.
  2. Assiri, A.; Al-Tawfiq, J.A.; Al-Rabeeah, A.A.; Al-Rabiah, F.A.; Al-Hajjar, S.; Al-Barrak, A.; Flemban, H.; Al-Nassir, W.N.; Balkhy, H.H.; Al-Hakeem, R.F.; et al. Epidemiological, demographic, and clinical characteristics of 47 cases of Middle East respiratory syndrome coronavirus disease from Saudi Arabia: A descriptive study. Lancet Infect. Dis.201313, 752–761.
  3. Fehr, A.R.; Channappanavar, R.; Perlman, S. Middle East Respiratory Syndrome: Emergence of a Pathogenic Human Coronavirus.  Rev. Med.201768, 387–399.
  4. Hung, I.F.N.; Cheng, V.C.C.; Wu, A.K.L.; Tang, B.S.F.; Chan, K.H.; Chu, C.M.; Wong, M.M.L.; Hui, W.T.; Poon, L.L.M.; Tse, D.M.W.; et al. Viral Loads in Clinical Specimens and SARS Emerg. Infect. Dis. 200410, 1550–1557.
  5. Metintaş S. https://www.kirmizilar.com/tr/index.php/duyuru-aktivite/4778-yeni-koronavirusinfeksiyonu-cin-ve-otesi-21-yuzyil-yeni-i-nfeksiyon-ajanlariyla-mucadele-yuzyili-mi-olacak(Erişim01.2020)
  6. Rahman, A.; Sarkar, A. Risk Factors for Fatal Middle East Respiratory Syndrome Coronavirus Infections in Saudi Arabia: Analysis of the WHO Line List, 2013–2018.  J. Public Health2019109, 1288–1293.
  7. C. Sağlık Bakanlığı, 2020, 2019-nCoV Hastalığı Sağlık Çalışanları Rehberi, Ocak 2020
  8. Wong, G.; Liu, W.; Liu, Y.; Zhou, B.; Bi, Y.; Gao, G.F. MERS, SARS, and Ebola: The Role of Super-Spreaders in Infectious Disease. Cell Host Microbe 2015, 18, 398–401.
  9. World Health Organization. Novel Coronavirus(2019-nCoV) Situation Report – 21 https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/situation-reports/20200210-sitrep-21-ncov.pdf?sfvrsn=947679ef_2 (Erişim: 11.02.2020)

İSTANBUL (AA) – Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Rümeyza Kazancıoğlu, ‘Bezmialem Vakıf Üniversitesi Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nde GMP laboratuvarı kurulacak.’ dedi.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi ve Sağlıklı Yaşama Derneği’nin (SAYADER) düzenlediği Aşı Sempozyumu etkinliğinde konuşan Kazancıoğlu, 1845’te Bezmialem, Valide Sultan’ın rüyası olarak ortaya çıkan kesintisiz sağlık hizmetini sürdüren bir kurum olmanın gururunu taşıdığını söyledi. Kazancıoğlu, Bezmialem’in hiç ara vermeden ihtiyacı olan herkese sağlık hizmetini devam ettirdiğini aynı zamanda araştırmaları da sürdürdüğünü belirtti.

SAYADER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kazım Karaaslan ise SAYADER’in yeni bir dernek olduğunu 1,5 yıllık bir mazisi bulunduğunu söyledi.

Karaaslan, şunları kaydetti:

‘Biz kendimizi bir STK olarak toplumun vicdanı olarak değerlendiriyoruz. Yeryüzündeki tüm canlılara duyduğumuz sevgi ve merhamet asıl motivasyon kaynağımız. Özbenliğimiz yaşadığımız coğrafyadan başlayarak yeryüzündeki her topluluğu hiç bir ayırıma tabi tutmaksızın ruhu, bedeni ve sosyal çevresi ile ilgi alanımızı oluşturmaktadır. Yeryüzündeki her bireyin, sağlıklı, kaliteli ve uzun bir yaşam sürmesine katkı sağlamak, yaşamanın her alanı ile ilgili doğal, sağduyulu, bilimsel verilere dayalı ve güncel sağlıklı yaşam modellerini oluşturmak ana misyonumuzu oluşturmaktadır.’

Sakarya Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Karabay da dünya sağlık örgütünün bugün insan ömrünün yaş ortalamasının 77 olduğunu belirtti.

Karabay, ortak akılla sempozyuma verdiği katkılardan dolayı Bezmialem Vakıf Üniversitesi’ne, SAYADER’e ve bu sempozyumda görev alan oturum başkanlarına, panelistlere, sempozyum düzenleme kurumuna teşekkürlerini iletti.

Kaynak : Anadolu Ajansı

https://www.aa.com.tr/tr/sirkethaberleri/saglik/bezmialem-vakif-universitesi-sayader-ile-asi-sempozyumu-duzenledi/655060

Hipotiroidi boyun ön kısmında bulunan tiroid bezinin hormon üretiminin azalmasına verilen isimdir. Özellikle bayanlarda genç ve orta yaşlarda biraz daha sık görülmekle beraber erişkinlerde her yaşta görülebilmektedir. Yeme içme alışkanlıklarımız veya yaşam tarzımızdan bağımsız bir şekilde ortaya çıkabilen bu hastalık, geçirilen tiroit ameliyatlarının bir neticesi olarak da karşımıza gelebilir.

Kişide oluşan şikâyetler sadece halsizlik, yorgunluk gibi basit problemler ile başlamakla beraber çok uyuma, genel bir isteksizlik hali, geçmeyen kabızlık, devamlı üşüme, seste kalınlaşma, dilde büyüme ve saç dökülmesi gibi daha ağır durumlara kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Her halsizlik yorgunluk çeken kişi için hipotiroidi şüphesi duyulmaması gerekir fakat diğer şikâyetlerden buna eşlik eden bir veya birkaç tanesi varsa ve en azından birkaç aydır devam ediyorsa tiroit tetkiklerinin yapılması uygun olacaktır. Netice olarak bir kişide hipotiroidi saptandığında tedavi olarak verilen, yapımı eksik olan hormonun ilaç olarak alınabilir halde üretilmiş kopyasının kullanılmasıdır. Özellikle gebelikte bebeğin gelişimi için kritik önemi olan tiroit hormonu için her gebeliğin başında taramalar yapılmaktadır.

Hâlihazırda tiroit ilacı alan ve gebe kalmış kişilerde de gebelik ile beraber vücudun bu hormona ihtiyacı arttığı için doz arttırılması gerekmektedir. Netice olarak hem insan metabolizmasının doğru işlemesi için büyük önemi olan hem de gebelikte bebeğin gelişimi için çok mühim olan bu hormonun eksikliğini dikkate al

Dr. Ekmel Burak Özşenel

İç Hastalıkları Uzmanı

Alerjik Egzama olarak ta adlandırılan atopik dermatit, hastanın cildinde kızarıklık, kuruluk ve kaşıntıya neden olan bir hastalıktır. Hastalık genellikle, çocuğun yaşına göre belli cilt bölgelerini tutar. Ağır olgularda, özellikle geceleri artan kaşıntı hastaların hayat kalitesini ciddi biçimde bozabilmektedir.